Çağımızın yalnızca edebiyatını değil, düşünce alanını da derinden etkileyen; Derrida, Foucault, Barthes gibi yazarları sarsan; Breton ve Sartre ile yaptığı polemiklerde sözünü sakınmayan Georges Bataille, Edebiyat ve Kötülük’te, hayatımızın en önemli gerçeklerinden birini, Kötülüğü ele alıyor. Hem de, Kötülüğün ahlâk yoksunluğunu değil, tam tersine ahlâkı hiçe sayan “yüksek ahlâk”ı şart koştuğunu öne sürerek. Başta şehvet ve ölüm olmak üzere yasakları aşmanın, kuralları ihlâl etmenin “yüksek ahlâkı” gerektirdiğini, yaşamı kışkırtmanın ve aşmanın da böyle mümkün olabileceğini ortaya koyuyor. Ona göre, Kötülük özgürlüğü, değerin aşırı biçimlerine ulaşmamızı sağlayabilir ve hiç kimse bundan “daha uzağa” gidemez. Özgürlük daima isyana açılan kapıdır. Gerçek özgürlük yaşamı kışkırtmak ve aşmaktır. Özgürlüğün içindeki Kötülüğü ortaya koymak uzlaşmacı, konformist düşünce tarzına karşı çıkmak demektir. İyiliğin tuttuğu taraf boyun eğmenin, itaatin safıdır. Kötülük özgürlüğünde dehşeti buluruz:
Tanıtım Metni