Edebiyat ve İsyan Şerif Temurtaş’ın dergilere gönderdiği şiir sanatına ilişkin yazıları içeriyor. Eserde yanıtlanan ana soru “şairlerin sorumlulukları nelerdir,” sorusu. Şerif Temurtaş’a göre şairin, her coğrafyada ve her dönemde hem bağlı bulunduğu topluma hem de insanlığa ilişkin sorumlulukları vardır. Sırtını yaşadığı toplumun sorunlarına dönerek, dünyada yaşanan olumsuzlukları görmezden gelerek şiir yazmak kabul edilebilir bir şiirsel duruş değildir. Şair yazarın üreterek topluma karşı sorumluluğunu yerine getirirken gerçeklerden kaçmadan yaşananı yazmalıdır. Şerif Temurtaş söze “neye yarar edebiyat bir itiraz bir isyan barındırmıyorsa!” diyerek başlıyor. Şairin görevi; söylenemeyeni söylemek, karşı durulamayana karşı durmak, içinde yaşadığı toplumdan ve dünyadan çok daha önde yürümektir. Çünkü edebiyat baştan başa isyan etmektir. Eser boyunca toplumcu gerçekçi şiir ve edebiyat geleneğine haklı övgüler yer almakta. Enver Gökçe, A. Kadir, Gülten Akın, Hasan Hüseyin, Refik Durbaş, Veysel Çolak, Yaşar Kemal, Ahmet Erhan gibi ustaların adları anılmakta. Toplumcu gerçekçi gelenek insandan, ezilenden, sömürülenden yana tavır alarak ben değil, biz diyebilmeyi başarabilmiştir. “Haksızlığa başkaldırmayan şair, yazar olamaz.” diyen şaire biz de selam olsun diyelim. Söyledikleriyle de yazdıklarıyla da yaraya merhem olmaya çalışan diğer bütün sorumluluk sahibi sanatçılara olduğu gibi… Hatice Eğilmez Kaya
Tanıtım Metni