El İncesi… Elin incesi… Sözün hayat bulma hali… Anlam bulma şekli belki de. El İncesi gibi, söz de ağır gelir; yaralar, sözün gediğe oturduğu yerde ise düğümün içindeki ağırlık gibi tutarher şeyi… Limanı, gemiye bağlar… El İncesi bir denizcilik terimidir. Hem el emeğini hem de ince işçiliği böylesine zarif bir şekilde ifade eden bu deyim, aslında çok sayıda gemici düğümlerinden birinin adıdır. Geminin sahile bağlanmasını sağlayan kalın halatı göndermeye yarayan kılavuz halatına el incesi, el incesini sahile atabilmek için bir ucuna yapılan ve içinde ağırlık bulunan bağa ceviz düğümü denir. Sitem Ateş, El İncesi’ni öyle ince eleyip sık dokudu ki sözleri, yüreklere dokunuyor. Bir halat sözle bu kadar mı güzel örülmeliydi! Bu kadar mı görkemli görünmeliydi!.. Sitem Ateş, sayfalar ağır ağır ilerlerken sizi uzaklara, çok uzaklara taşımak için, ağırlık olsun diye düğümün içine âşkın büyüsünü koydu. Elinde halatı, ucunda imkânsız bir âşkın çıkmazlarıyla düğümlediği cevizi, çok uzaklardan duygularımızın dalgalı sularına attı. Dalga büyüklüğüne bakınca burası fırtınanın gözü! Sonra büyüyecek fırtına; günlerce sürüp, korkuyla, yorgunlukla, yalnızlık ve kederle hırpalarken, sessizce kendi içine dönecek herkes. Bu kitap, sizlere fırtınaya direnen yelken olacak... Fırtınanın geçmesini, yolun bitmesini, güneşli ve güzel günleri özleyeceksiniz. Yeni bir limana varıp âşık olmak isteyeceksiniz. Hayatlarımızın küçük detayları, böylesi zamanların kusursuz yalnızlığı, geceyle büyüyen korkular herkese başka şeyler söyleyecek, başka şeyler anlatacak... Sözün büyüsü, halatın içinde saklı: El İncesi...(Tanıtım Bülteninden)
Tanıtım Metni