Kimimizin elinde un, kimimizin yağ, kimimizin mürekkep lekesi. Lakin yıkanınca geçmeyen hiçbir şeye el sürmedik. Susunca anlaşılmayan hiçbir şey söylemedik. Tabiri caiz olmayan hiçbir şeyden bahsetmedik. Besmeleyle başlayıp, hamdeleyle bitirdik. Güzel olanı sevdik. En güzelin yarattığı gönlümüze, çirkinlik libasını hiç giydirmedik. Kini, kibri ve hasedi yolumuza yoldaş etmedik. Merhameti bolca üleşip, fazlasını muhtacına bıraktık. Sevdik korkmadık, sevildik şükrettik, aldandık, vehmettik, ağladık sabrettik. “Her hüzün geçer, dün dünyada kalır.” dedik. Bu günümüzü soranlara; umutlardan, yarınlardan bahsettik. Yanmayı sevdik belki ama başkasının közüne el sürmedik. Ve… İşte böylece başladı: “Yaşamakla ölmek arasındaki en yakın aşk hikâyemiz.”
Tanıtım Metni