Yüreğe atılan sevgi tohumu ile başlar her şey. Sonra bu tohum sabır duygusuyla yeşerir, nihayet saygıya dönüşür. Kalbe giren bu sevgi tohumu kalbin her yerini kaplar ve bunun enerjisi tüm vücuda yayılır; ta ki beyne ulaşıncaya kadar. Beyne ulaştı mı artık beyin de bu lezzetin tadını alınca bütün azaları kilitler ve emir gelir: Sâdıklardan ol! diye. Tüm azalar bu ilahi emre itaat ederler. Hücrelere varıncaya kadar her yer bu ilâhi emirle sarsılır. Melekler hemen tedbirlerini alırlar. Ve melekler bunu gök mavisi yazan kalemlerle levhi mahfuzda ilâhi deftere işlerler. Artık o kişinin defterinde şu yazılıdır: Bu kişi sâdıklardandır. Melekler gıpta ile bakarlar bu kişiye. Şanı arşa yükselir.
Cehennem zebanileri de hemen not alırlar, şu kişi gelirse yanlışlıkla almayalım diye. Zira onun adı cennette kayıtlıdır. Melekler o kişi gelmeden hazırlıklarını yaparlar. Köşkü hazırlanır, hiçbir şey eksik bırakılmaz orada. O şanlıdır ve tüm cennetler o kişiyi isterler ağırlamak için. Yer ve gök tüm ilâhi varlıklar ona âşık olurlar. Cennetten o kişiye mükâfat olarak melekler aşkı 7 kat sararak getirirler ve o kişiye ikram ederler. Artık o kişi aşıklar sınıfına geçer. Kendinden de geçer. Senlik ve benlik derdinden de kurtulur. Bundan sonra yalnızca O vardır. O ise her şeyden münezzehtir. O kişi aşk ateşi ile yandığından hiç kimse onu yakamaz. Tıpkı Nemrud’un İbrahim peygamberi yakmaya çalıştığı gibi. Onu yakamadı çünkü o aşk şerbetinden içmişti.
Basım Yılı | 2015 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 111 |
Yazar | Avni Karahisar |