Haliç Fener'i ya da Rumların deyişiyle Fanari, bir zamanların parlak ve kalabalık yerleşim yeriyken, diğer Rum semtleri ile aynı tarihsel ve sosyal kaderi paylaşarak 1960'lardan sonra yapılarını muhafaza etse de, sönüp kabuk değiştirmiştir. Ancak Fener'i diğer Rum semtlerinden ayıran özellik, Ortodoks Hıristiyan aleminin ruhani merkezi olan İstanbul Rum Patrikhanesi'nin son 400 yıldan beri bulunduğu yer olmasıdır. O smanlı yönetimi altında geçen yüzyıllar boyunca Rumların manevi başkenti olan Fener, Helen alemi için de uzun yıllar etkinliğini ve saygınlığını sürdürmüştür. Tarih boyunca Fener'in dar sokakları bazen Eflak ve Buğdan'a yönetici tayin edilen Rum Beyleri'nin sevinçlerini paylaşmış, bazen de asılan Patriklerin dehşet veren gölgelerine tanık olmuştur. Orhan Türker, günümüzde, ancak Rum Patrikhanesi denildiği zaman akla gelen ve pek çok İstanbullu tarafından yeri bile doğru dürüst bilinmeyen, unutulmuş bu eski İstanbul semtini geçmişin olayları ile yeni kuşaklara aktarıyor.
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 102 |
Yazar | Orhan Türker |