“Vay! Öyleyse bizim Rakım Efendi, Felatun Bey’in dediği gibi saman altından su yürütendi! Evet efendim! Biz burada bir meleğin hâlini tasvir etmiyoruz dedik. Namusunu korumayı bilir, insan gibi yaşar, gerçekten alafranga ve özellikle zamanımızda yaşayan bir genç adamın gerçek durumunu tasvir ediyoruz.” Felatun Bey ile Rakım Efendi, Ahmet Midhat Efendi’nin en çok okunan, Türk Edebiyatının klasikleşmiş metinlerinden biridir. Ahmet Midhat Efendi, Felatun Bey ile Rakım Efendi romanını, biri “bey” diğeri “efendi” olarak andığı, esere de adını veren iki gencin birbirine karşı zıtlıkları üzerine kurmuştur. Felatun Bey, alafranga yaşamaya meraklı bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmiş, sadece görüntüde Batılı, kendi kültürüne yabancı, tüketim odaklı bir hayat yaşayan, zayıf karakterli bir gençtir. Rakım Efendi ise hem içinde yetiştiği Osmanlı kültürüne hem de Batı kültürüne vakıf, hesabını bilmesi ve çalışkanlığıyla ön plana çıkan, nerede nasıl davranması gerektiğini bilen ölçülü, dürüst ve güvenilir bir kişiliktir. Bu yönleriyle yazarın da hayatından izler taşıyan Rakım Efendi, Ahmet Midhat’ın idealize edilmiş, üstün vasıflara sahip bir kahramanıdır. Ahmet Midhat Efendi, Felatun Bey ile Rakım Efendi romanında çalışmanın, azmin ve hesap bilirliğin önemini ortaya koyar. Romanın sonunda Rakım Efendi, çalışkanlığı ve azmiyle mutlu bir hayata kavuşmuş, Felatun Bey ise tembelliğinin ve müsrifliğinin cezasını çekerek borç batağında İstanbul’u terk etmek zorunda kalmıştır.
Tanıtım Metni