Felsefenin amacı, kesin olarak tanıyamayacağımız, bilmeye gücümüzün yetmediği bir hakikati bize tanıtmak değildir; bize yaşamaya yardım etmesidir “yararlı yararlı olmayı öğretmektir”.
Bilmek yakından incelenmiş ve hiçbir kuşkuya yer bırakmayan kanıtlar üzerine dayanan tam kesin bir bilginin ifadesidir.
Yanlışın özelliği kendinin hakikat olduğuna inanmasıdır. Bir şeyi ne derecede kesin ve samimi bir şekilde doğruluyorsak, kendimizi o derecede aldatmış oluyoruz. Kendimizi hakikat karşısında hissettiğimiz zaman yanlışta olmadığımızı hangi güvenceye göre söyleyebiliriz?
Metafizik mutlak hakkında düşünür. Bilgi ve kanıt araçlarımız onun ortaya attığı soruları çözebilecek doğada mıdır? Mutlak, bilim yolu ile tanınabilir mi? Sözcüğün tam anlamı ile tanınmaz, bilinmez midir?
Natüralizmde maddî ögeler veya hiç olmazsa ilk önce sübjektif ve yanlış bir tasarıma sahip olduğumuz enerji kaynakları kabul edilir. Spiritüalizmde gerçekliğini tahmin etmeğe mecbur tutulduğumuz ve ilişkileri akla yakın gelmeyen bir maddî ve bir manevi töz kabul olunur. Bu hal Monadizmde ayrı ve aynı zamanda birlikte olan maddesiz tözler halinde anlaşılır. Schopenhauerin idealizminde bu, tek, sonsuz bir İrade halindedir.
Mutlak idealizmin kendine öz zorlukları vardır. Her şeyi açıklamak için başvurduğu bu sonsuz özlere bir gerçeklik bağışlanabilir mi? Kendinde insan, kendinde renk, kendinde erdem gibi sözler, birtakım kavramlardan başka nedir? Bunlar, onları tasarlayan bilinç dışında var olabilir mi? Onların aracılığıyla varlıklar oluşturmak ve varlıkları yalnız onlardan ibaret sanmak, soyutlamaların en olmayacak şeklini olmuş gibi var saymak değil midir?
Bütün idealizmlerin temelinde şu iddialar ortaya çıkar. Maddî bir töz yoktur. Nesneler tasarımlardan başka bir şey değildir. Doğa hakkındaki mekanik teoriler ancak olayların sınıflandırılmasına ve daha önceden tahmin edilmesine yarayan yararlı ve kullanışlı şemalardır.
Basım Yılı | 2023 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 224 |
Yazar | Andre Cresson |