Fizyoloji, Temel Tıp Bilimlerindeki en dinamik bilimdir. Tıp alanındaki çalışmalar önce başlangıçta yapının ne olduğunu araştırmış sonra ise ne yaptığına yoğunlaşmıştır. Bu nedenle de ilk ortaya çıkan bilimlerdendir. Hayvan deneyleri ile başlayan çalışmalar ile insan vücuduna adapte edilerek tüm fonksiyonların işleyişi ortaya konulmuştur. 19. yüzyılda Fransız araştırıcı Claud Bernard deneysel anlamda yaptığı çalışmalar ile deneysel Fizyoloji’nin kurucusu kabul edilmektedir. Daha sonra homeostasis olarak isimlendirilecek “iç ortam” tabirini ilk kez ortaya atarak önemini belirtmiştir. Fizyolojik mekanizmaların gerçekte bu dengeyi koruyan işlemler olduğunu vurgulamıştır. Bu gün de Fizyoloji olarak gerçekte vücudun homeostatik mekanizmaları anlatılmaktadır. Ancak bunların anlaşılması ise deneysel çalışmalar sonucu olmaktadır. Nitekim Nobel ödüllerinin Tıp ile ilgili olanı gerçekte “Fizyoloji veya Tıp” olarak isimlendirilmiş olup Fizyolojinin Tıp alanındaki önemi belirgin şekilde vurgulanmıştır. Bu ödülü alanların çalışmalarının büyük çoğunluğu Fizyologlar tarafından yürütülen Fizyoloji alanındaki çalışmalardır ve insan vücudunun temel fonksiyonlarının ortaya konulmasını sağlamışlardır.