Portekizli ünlü diktatör Salazar’a ülkeyi 41 yıl tek başına nasıl yönettiğini sormuşlar. Hafif bir gülümseme ile “3 F ile” diye yanıt vermiş; Fado (müzik), Fatima (din) ve Football (futbol). 3F’deki “din” unsuru yaygın kullanımda “Fiesta”, yani “eğlence” unsuruna dönüşmüş zamanla.
Bir diktatörün ülkeyi yönettiği üç mekanizmadan biri olarak futbolu görmesi elbette ki tesadüf değil. Geçmiş, bugün ve kuvvetle muhtemel yarın da siyasetle iç içe olacak bir güç futbol. Oyunun siyaset ve sermayenin tam ortasındaki düzenine direnen, ısrarla “müşteri” olmak istemeyen “futbol taraftarları” da gücün kilit unsuru. Çünkü futbolu futbol yapan onlar. Futbol gibi taraftarlık da aslında sadece “taraftarlık” değil.
Eric Cantona’nın “Eşini, siyasi görüşünü veya dinini değiştirebilirsin. Eğer bir futbol taraftarıysan, asla tuttuğun takımı değiştiremezsin.” tespitinden yola çıkarak futbolun geçmişten bugüne uzanan yolculuğunda en ilginç tribün ve taraftarlık hikayelerinin, tarihsel rekabetlerin, siyasetin ve paranın eksenindeki değişimlerin anlatıldığı çalışmayı keyifle okumanız dileğiyle...
Basım Yılı | 2015 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 276 |
Yazar | Sema Tuğçe Dikici |