Anadolu’nun Yunan işgalinde olduğu yıllar. Özellikle Batı Anadolu’nun köyleri, şehirleri, İzmir’in işgalinden sonra birer birer Yunan güçlerinin hükmü altına giriyordu. Yitirdiklerimiz yalnızca toprak değildi; insanlarımıza da insanlık dışı acılar çektiriliyordu. Halkın büyük kısmı direniyordu elbette, işgale uğrayan yerlerin namlı eşkıyası da çoğunlukla dağdan inip direnişe iştirak ediyordu. Ancak birlik ve düzen yoktu. Bu çetelerin henüz hepsi direnişe ikna olmamıştı, bir kısmı da ateş bacayı sarana kadar kılını kıpırdatmaya niyetli değildi. Adını tarih kitaplarından bildiğimiz bir kısım efeler, emirleri altındaki zeybekler ve kızanlarla birlikte, Osmanlı döneminde haksızlıklara, mevcut düzene, baskılara başkaldırdıkları gibi şimdi güçlerini Kuvayı Milliye ile birleştirip Yunan’ı topraklarımızdan atmak için kıyasıya mücadele ediyorlardı. Semih Ateş kitabında bu kahramanları simgeleyen bir efenin, Hacı Mirza Efe’nin ve çetesinin hikâyesiyle birlikte Kuvayı Milliye kahramanlarının da destanını ve bugünlere nerelerden geçerek gelindiğini akıcı, vurucu bir dille anlatıyor. Mirza Efe hayali olsa da romanın bütünündeki söz sahibi efeler, tarihi kişilikler, olaylar bütünüyle gerçektir.
Tanıtım Metni