Daha ilk romanından cüretkâr bir konuya el atmış Rachel Yoder: Anneliğin hayvani boyutlarını kara mizahla yoğurarak zamane insanlarının gözden kaçırdıklarını yüzlerine vurmaktan kaçınmamış. Bu sayede de roman Pen/Hemingway İlk Kurgu Ödülü finalisti olmuş, başrolünde Amy Adams’ın olduğu sinema uyarlaması çekilmiş. Sanat eğitimi almış, kocasından daha yetenekli bir kadın, çocuklarını iki yıldır neredeyse tek başına evde büyütürken yavaş yavaş bedeninde bir tür köpekleşme hissetmeye başlar: Tüylenme, dişlerin keskinleşmesi, içgüdülerin ve duyuların kuvvetlenmesi. Endişelerini paylaştığı kocası, bütün hafta çalıştığı yetmezmiş gibi hafta sonları da işi gerekçesiyle gittiği otellerden, telefonla nafile sakinleştirmeye çalışır onu. Bu yeni alt-benliğini kabul etmeye çalışan anne, bulduğu bir kişisel gelişim kitabıyla ve pazarlama grubu olarak toplanan başka annelerle gizini çözmeye çalışacaktır. Evliliğin, anneliğin, modern çağın beklentilerinin aynı anda sıkıştırdığı bir kadının, evcil hayatında bulabildiği kurtlarla koşmasının hikâyesi. “Bu unutulmayacak ilk romanda, Yoder anneliğin başlarının dünyeviliği ve canavarlığı hakkında acımasızca Kafkaesk bir mesel ortaya koyuyor... Gece Kancığı sizi ensenizden yakalayacak ve bırakmayacak.” —ESQUIRE “Bütün o havalı anne kitap kulüplerinde –hatta tüm ebeveyn kitap gruplarında, hakikaten– okunması gereken kitap Gece Kancığı... En zeki arkadaşınızın yazdığı, biraz da Kafka’ymış gibi, sanki Kafka anne bloggerlar ve köpek yağmurluğu tasarımcıları çağında yaşarmış gibi, oldukça lezzetli uzun bir metni okurcasına. Tadını çıkarmak için bir ebeveyn, köpek sahibi ya da büyülü gerçekçilik meraklısı olmanıza gerek yok; Yoder çağdaş endişeler hakkında o kadar zekice ve cazip yazıyor ki derin bir depresyona düşmeden düşünmenizi sağlayabiliyor. Bu günlerde dönüşümden daha büyük bir meziyet bu.” —GLAMOUR
Tanıtım Metni