"Her insanın ve her toplumun bir geçmişi vardır; bunun yanında bir de geçmişle bir ilişkisi. Bireyler ve toplumlar ya geçmişlerini hesaba katarak onunla ilişkilerini karşılıklı etkileşim içinde kendileri biçimlendirirler ya da geçmiş kendisi harekete geçer, takip eder, bugünü işgal etmeye çalışır. Geçmişi görmezden gelme tutumunda diretildikçe, geçmişin bugün üzerindeki etkisi artar; bir süre sonra bugün, korkulan ve kaçılan geçmişin bir ürünü haline gelir. Bizde de böyle oluyor; geçmiş yakamızı bırakmıyor; biz onu yok saydıkça, o giderek daha asî ve inatçı oluyor. Oysa geçmişe uysal bir hizmetkâr muamelesi yapmaya çok alışmıştık; onu istediğimiz zaman çağırır, istediğimiz gibi kullanır, işimiz bitince de karanlık odaya hapsederdik..." Toplumların, ulusların, ulus-devletlerin geçmişlerindeki travmatik olaylarla yüzleşmelerinin gereğini bu sözlerle ortaya koyan Mithat Sancar, kitabında "Geçmişle Hesaplaşma"nın teorik sorunlarını ve somut deneyimlerini inceliyor. Hafızanın ve hatırlamanın farklı biçimlerini kavramlaştırıyor, geçmişle hesaplaşmanın evrensel bir toplumsal-politik ve etik ihtiyaç olarak idrak edildiği konjonktürü yorumluyor; Avrupa Birliği projesi içindeki kilit önemine dikkat çekerek. Geçmişle hesaplaşmanın yolları ve araçları neler olabilir? "Hakikat"leri kamu önünde ortaya serme, özür dileme, yargılama, ceza, anma, tazminat? Sancar, Avrupa, Latin Amerika ve Güney Afrika’daki somut deneyimlerin ayrıntılı bir analizi çerçevesinde, bu yöntemlerin imkânlarını ve zorluklarını tartışıyor. Geçmişle hesaplaşmanın, "uygarlık süreci"nin bir uğrağı olduğunu düşündüren bir kitap.
Basım Yılı | 2021 |
Baskı Sayısı | 6 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 272 |
Yazar | Mithat Sancar |