Hayatın farklı zaman dilimlerinde bir insanı erkek yapan örneklerin hikâyesi… Erkek doğmadan erkekleşen, hem de bunu Çukurova coğrafyasında yaşayan çocuk, ergen, yetişkin erkeklerin hikâyesi… Erkeklik denen şeyle kendini tanımlayamayan, dolayısıyla yabancılaşan erkeklerin hikâyesi… “Yere batasıca Kurban Bayramlarından birinde bağırsakların dumanı tüter, kellede dil, kuyrukta bok kurumamışken daha. Babamın tek parmağıma astığı kara poşet. Her adımda uzak uzak salınan poşette koç kellesi, ayakları. Tökezleyip yüzüstü kapaklanışım. Suratıma sıçrayan. Kan. Pirinç tokmağa bulaşan. Kan. Kel delinin kafa derisinin altındaki şişkin yeşil damarlarda kımıldayan. Kan. Hızarın bahçesindeki çimlerde kara kara parlayan. Kan. Suça, yalnızlığa, gresyağına, kana bu kadar az bulaşmış olmasaydım keşke. Eksik adamım ben. Bir uyusam, uyuyabilsem, uyanacağım. KOĞUŞ KALK!”
Tanıtım Metni