Sen benim acılarımın sessiz çığlıkları, göz pınarlarımın kuruması, ben ise sadece ihanet. Birbirimizin dünyasına ait olamadık, birbirimize kavuşmadan son bulduk ama sen hâlâ bende bir ucunu ateşe vermiş yaprak gibi yanıyorsun, küllerini bırakıp uzaklara gittin. Şimdi bu küllerinden nasıl kurtulabilirim, bana yardımcı olur musun sevgili? Bir meltem eser mi, bir gün fırtınayla gelip zihnimi temizler mi ruhun?
Ellerinle başıma dokunduğun andaki zihin durgunluğumu istiyorum, şöyle; Hücreler arası bütün tepkimeler son buluyor. Düşünceler birbirinden ayrılıp yok olacak biçimde uzaklara gidiyor, çok yorulmuş bir bedenin sonsuz uykusuna dalması gibi huzur verici. Artık çok sessizim, sensiz; suç işleyip de kaçmayı beceremeyen bir hırsız gibi biraz korkak, biraz da sessiz. Yangın içinde kalmış bir ev gibiyim, bazen alevler yükseliyor sağıma soluma sıçrıyor bazen de duman olup kendi ruhumda yükseliyorum, sönmesini bekliyorum. Beklerken en büyük aptallığı yapıyorum çünkü biliyorum ki bu yangının sonunda sadece iz olarak küller kalmış olacak. Yapmam gerekenin beklememek olduğunu biliyorum. Zihnimi ele geçirip hüküm kurmuşken, zihnim firar oldu. Zihnimin bir firar gibi sana kaçması ve her kaçışın ödettiği ağır bedeller, nasıl mı?
Basım Yılı | 2020 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 95 |
Yazar | Cansel Alpaltun |