“Fırtınalı bir mevsimde yolu bulmak, yolda yürümek ve yol olmak için…” Bir disiplin olarak psikoloji alanı bizim inanç dünyamızla son derece yakından ilişkilidir. Ancak günümüzde maalesef manevi değerlerimize ve İslam medeniyetine uzak bir psikoloji bilimi dayatmasıyla karşı karşıyayız. Batılı yaşam tarzına, Anglosakson kültürüne, Avrupa ve Amerika sosyal ve kişisel gelişimine uygun bilimsel çalışmalar temelinde gelişen ve bizim kültürel zeminimizle bir dizi çelişki içeren bir psikoloji var ülkemizde. Bu nedenle bu psikoloji, özellikle sosyal ilişkileri güçlü ve diğerkâm bir bakış açısına sahip olan ülkemiz insanının ruhsal acılarına ve varoluşsal açmazlarına çözüm getirmede yetersiz kalmaktadır. Bizim insanımız başkalarının sıkıntılarıyla hem hal, hem gam, hem dem olacak kadar özverili ve içinde bulunduğu sosyal yapının, ailesinin, akrabalarının başarılarıyla da mutlu olabilecek kadar sağduyulu bir zihinsel yapıya sahiptir. Öte yandan günümüz psikolojisinin bize önerdiği insan modelini incelediğimizde insanın kendini sevmesi, başarılı olması, kendisiyle gurur duyması gibi daha çok kısa vadeli, somut ve maddi göstergelerin ön planda olduğunu kolaylıkla görebiliriz. Önerilen insani ihtiyaçlar ise özgürlük, bağımsızlık, kusursuzluk, eğlence, yaşamdan zevk alma gibi hedonistik içerikli ihtiyaçlardır. Bu yaşam serüveninin niteliğini belirleyen; aile ve çevresinden aldığı eğitim ve destektir. Hayatta hiçbir şey tesadüf değildir. Aile ve çevre, bireye gereken önemi ve özeni gösterir ise birey de bunun karşılığını aynı aile ve çevreye sağlıklı bir yetişkin olarak verir. Ancak tam tersi de geçerlidir. Gelişim ilkelerine uygun olmayan ve sağlıksız bir süreçte yetişen birey, aile ve toplum için maalesef bir tehdit hâline gelebilmektedir. Bu kitapta, insanın çocukluktan ihtiyarlığa varıncaya kadar güzel insan olarak gelişebilmesinin köşe taşları ele alınmıştır.
Tanıtım Metni