1291’de Akra’nın dışında yüz binden fazla adam belirdi. El-Eşref beraberinde başka silâhlar da getirmişti: Muzaffer ve Hiddetli adlı iki mancınık. İstihkâmcılar surları yıkmak için çalışıyorlardı ve içerdeki savunmacıların üzerine sürekli bir ok ve bomba yağmuru düşmekteydi. Neticede, kahramanca direnişe rağmen Memluklar yarıp içeri girdiler. Giderek daha fazla düşman içeriye akarken savunmacılar Tapınak Şövalyeleri, Hasta Bakıcılar ve Frenkler yan yana dövüşmekteydiler. İskelelere doğru itiliyorlardı fakat direnişleri denize açılıp kaçmaları için diğerlerine zaman veriyordu. Memluklar işlerini bitirdiklerinde Doğunun esir pazarlarına konulmak üzere hayatta kalmış çok az kişi vardı. Yine Trablus’ta olduğu gibi, Hıristiyanlar dönmeye kalkarlarsa bir daha asla kullanılamamasında kararlı olan Kalavun, şehri elinden geldiğince tahrip etti. Bu Mayıs ayındaydı ve Ağustos’un ortasında Tir, Sidon, Beyrut ve Hayfa, hepsi düşmüştü. Askeri Tarikatların son şatoları da boşaltılmıştı. Hemen sahilin açığındaki küçük Ruad adası üzerindeki Templar Şatosu dışında Frenkler Doğu haritasından silinmişlerdi. Kaçacak kadar şanslı ve Avrupa’da bir sığınak bulamayacak kadar şanssız olan pek azı kısmı mülteci olarak Kıbrıs’ı doldurmuştu. Hiçbirisi bir daha geri dönmeyecekti.
Tanıtım Metni