“Hayatım, gurbetlerde, muhâceretlerde geçti. Uzun seneler vatancüdâ yaşadım. Çok zor şartlar içerisinde tahsil ettim. ‘Anavatanımız olan Türkiye’de hizmet edeyim!’ diye Mısır’daki vazifemi bırakarak buraya geldim. Yüzüme kimse bakmayarak mesleğim haricinde ... senelerce B. Fabrikasında hesaplarla uğraştım. Bu zihnî keşmekeşler içinde yine talebe okutmakla meşgul oldum.
Nefsinizi daima murakabe ediniz! Nefis insana emmâre bissû’dur (hep kötülüğü emreder). İslamiyet ışığı altında nefsini daima iyi arzularla besle! Her gün bir-iki cüz Kur’ân-ı Kerîm oku!
Müslümanlara yapacağınız hizmetler, sizin için iki cihanda bâis-i fevz ve saadet (kazanç ve mutluluk sebebi) olacaktır.
Bir mümin için en büyük bahtiyarlık, İ’lâ-yi kelimetullah (Allah sözünü, dâvasını yüceltmek) ile uğraşmaktır.
Hakiki mümin, gerek Hâlikına (Yaratıcısına), gerek insanlara, gerek nefsine karşı müstakîmâne (dosdoğru) hareket eder.
Bir müminin hedefi, madde değil, vuslat ilallahtır (Allah’ın rızasına kavuşmaktır). Madde bir vesile-i maîşettir (geçinme aracıdır), hedef değildir. Binâenaleyh bütün hayatınızda, gerek Hâlık (Yaratıcı), gerek mahlûkla (yaratılmışlarla) muâmeleniz doğru olsun. ‘Müstakîm ol, Hazreti Allah utandırmaz seni!’
Allah sevgisi, bir müminin en büyük sermayesidir. Bir abd-i mü’min (mümin kul), en sıkıntılı zamanında bile, muhabbet-i ilâhiyye (Allah aşkı ve sevgisi) sayesinde müteselli olmasını (teselli bulmasını) bilir.
Sırr-ı hilkat (yaratılışın sırrı), Hak Teâlâyı bilmek ve O’na ibadet etmektir...
İnsan, herkesten ümidini kestiği vakit, istinad edeceği tek mesnet ve melce’ (dayanak ve sığınak), dost-i hakiki (gerçek dost) olan, Ma’bûd-i Zülcelâl’dir.
Durmadan manen yükselmeye çalış!
‘Yüksel ki yerin bu yer değildir! / Dünyaya geliş, hüner değildir!’
Yükselecek yerlerin, irfan semâları olsun! Hasîs emellerin esiri olmaktan kendini koru!”
(Ali Yakup Hoca’nın 2 Cemâziyelûlâ 1400/19 Mart 1980 tarihli mektubundan)
Basım Yılı | 2020 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 544 |
Yazar | Mustafa Atalar |