Gençliğinden beri hayali bir gün büyük bir yazar olmaktı. Bu ideal uğuruna öğreniminden, kolay bir hayatın rahatlığından vazgeçti. Kısa hayatına yüzden fazla eser sığdırdı. İnsanlık Komedyası adı altında topladığı çeşitli eserlerinden bir kitaplık oluşturdu. Öldüğünde bu serinin yaklaşık doksanbeş kitabını tamamlamıştı. Hayatı zor ve fırtınalı geçti. Genellikle, yaşadığı mali sıkıntılara çözüm bulmak için yazmak zorunda kaldı. Neredeyse hayatı kadar fırtınalı aşklar yaşadı. Ama ne yazık ki, aşkta aradığı mutluluğa bir türlü ulaşamadı. Balzac, bazı huyları yüzünden oldukça garip kabul edilen bir insandı. Yazı yazarken boynuna kaşkol sarar, ayaklarını soğuk suya sokardı. Demlik demlik içtiği kahve, asla vazgeçemediği bir alışkanlıktı. Hatta ölümüne de kahvenin sebep olduğu söylenmektedir. Kendine özgü anlatım tarzı, eşsiz betimlemeleri, olağanüstü karakterleri ve gerçek hayattan aldığı konularıyla edebiyat tarihine damgasını vurdu. Hayatında karşılaştığı bütün zorluklara, hedef olduğu alaylara rağmen romanlarıyla dünya çapında başarı kazanmayı başardı.
