Duygular hayatlarımızın merkezinde sahne alır. Duygular için ve duygulardan kaçınmak için yaşarız: galibiyetin heyecanı ve yenilginin azabı, eski bir arkadaşla geçen bir öğleden sonranın tatmini veya pişmanlığın ıstıraplı dırdırı. Duygular olmaksızın sadece kuru hareket, refleks ve rutin vardır. Duygu çalışmaları yüzyıllarca yıllık ihmalle beraber gelişti. Özellikle de nörobilimdeki güncel gelişmelerle beraber duygular yeniden ilgi odağı oldu. Neredeyse duyguların ne olduğu konusunda kafa yoran kadar kuram sayısı vardır. Elinizdeki kitap hem bu kuramlara genel bir giriş niteliği taşımakta hem de duygulara algısal bakışın yeni bir yolunu ortaya koymaktadır. Ayrıca Prinz, duygusal değerliğe, duygusal bilince ve evrimsel psikologlar ile sosyal inşacılar arasındaki tartışmaya da değinmektedir. Prinz’e göre duygular, bedendeki değişimin algılarıdır. Yazarın ‘bedenleşmiş değer biçme’ adını verdiği bu bakış, aynı zamanda duyguların bilişsel olup olmadığı tartışmasına bir uzlaşım önerisidir.
Tanıtım Metni