İdarî işlemlerin hukuka aykırılığına karşı, siyasi ve idarî çeşitli denetim yollarına başvurulabilir. Ancak ülkemizde vatandaşlara tanınan bu yolların yetersiz ve etkisiz olması nedeniyle, yargısal başvurunun önemi bir kat daha artmaktadır. İdarî yargı, demokratik hukuk devletinin esasını teşkil eden denetim düşüncesinin ve mekanizmalarının önemli bir bileşenini oluşturur.
Genel olarak yargı işlevinin iki özgül görünümde ortaya çıktığı söylenebilir; bunlardan biri hukuksal koruma, diğeri de yargısal denetimdir. Hukuksal koruma; subjektif bireysel hakların gerçekleşmesini, idarenin işlem ve eylemlerinden bireylerin/vatandaşların korunmasını, yargısal denetim ise objektif hukuk düzeninin korunmasını, diğer bir ifadeyle hukuk devletinin gerçekleşmesini sağlar. Temel işlevi, idarenin hukuka uygunluğunun denetlenmesi ve sağlanması olan bu iki işlev idarî yargıda, diğer yargı kollarına göre daha çok iç içe geçmiştir. Şöyle ki; idarî yargı birinci işlevi dolayısıyla temel hak ve özgürlüklerin idareye karşı korunmasına ve idare aracılığıyla gerçekleşmesine hizmet ederken, yargısal denetim, işlevi dolayısıyla demokrasi düşüncesini somutlaştırmak olan hukukun üstünlüğü ilkesinin hayata geçmesini sağlar.
İdari yargılama usulü hukuku alanında mevzuattaki, doktrindeki ve içtihattaki gelişmeler dikkate alınarak kitap güncellenip gözden geçirilmiştir. Kitabın amacı; programında idari yargılama hukuku derslerine yer veren hukuk fakültesi, siyasal bilgiler fakültesi, iktisadi ve idari bilimler fakültesi gibi yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin derli toplu, kısa ve özet nitelikte ders notu ihtiyacının karşılanmasıdır. Bu nedenle gereksiz dipnotlardan kaçınılmış, zorunlu dipnotlara yeri geldiğince yer verilmiştir.