Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesiyle başlayan savaş henüz bir yılını doldurmadan Danimarka, Norveç, Hollanda, Lüksemburg, Belçika ve Fransa da teslim alınmıştı. Ancak Avrupa’daki şiddetli çatışmalar bitecek gibi gözükmüyordu. Alman savaş makinesi, müttefikleriyle birlikte, henüz savaşa dâhil olmamış ülkeleri hedefine almaya başlamıştı bile. Avrupa tarihi, tüm coğrafyayı etkisi altına alan savaşlara aslında hiç yabancı sayılmazdı. Sadece 20 yıl önce Büyük Savaş, 4 yıl boyunca dünyanın neredeyse tamamını kasıp kavurmuştu. Daha öncesinde de Napolyon Savaşları, Otuz Yıl Savaşları ve Yüz Yıl Savaşları gibi sayısı çatışma kıtada yıkım üzerine yıkım yaratmıştı. Fakat bu sefer, savaşın sonucunda yeni bir dünya düzeninin kurulacağını aşikardı ve birçok grup bu yeni düzende rol almak için kolları sıvamış durumdaydı. Yüzyıllardır perde arkasından siyasete yön vermeye çalışan, kadim sırların sahipleri sahnede yer almak ve bu savaştan büyük kazanımlar elde edebilmek umuduyla hem kendilerini hem de sıradan insanların geleceğini tehlikeye atıyorlardı. Kimi örgütler, savaşların yaşanmayacağı huzurlu ütopyaların hayaliyle mücadeleye katılırken kimileri de insanların bitmek bilmeyen savaşlarla korkutularak kontrol altında tutulduğu bir korku evrenini oluşturmanın planlarını yapıyordu. Savaşla birlikte gelen büyük buhran ve belirsizlik günlerinde ekilen tohumlar, İhtişamlı Dünyanın Başlangıcı için zemin oluşturmaya devam ediyordu…
