“Güzel bir rüya, kötü bir uykuda. Güneşin gerçekliği ile yandı gözlerim. İnsan mı hayatı sınar, hayat mı insanı? Bu böyle gidemez, bunu bilirim. Ve ben neden hiç doğru kararı veremedim? Bu böyle gidemez, bunu bilirim.” Nilipek – Bu Böyle Gidemez V. toplumda sadece kendisi olarak var olma mücadelesini kazanmış, ancak bu mücadele esnasında bitap düşüp bir sonraki döngüye geçmeden önce kendini yok etmek zorunda kalmıştır. İkinci Döngü’nün ana karakteri olan E.T. ise; V.’nin küllerinden dünyaya gelmiş ve varoluşunu bambaşka bir çerçeveye taşıma niyetiyle hareket etmeye karar vermiştir. Neden gerçek fikirlerimizle beraber anlaşabildiğimiz insanlarla bir araya gelmektense “öyleymiş” gibi düşündüğümüz insanları tercih ediyoruz? Neden sırf “evlenmiş olmak” için evleniyor, neden sadece kendi egomuzu tatmin edebilmek için dünyaya çocuklar getiriyoruz? Neden boşanma oranları, ayrılıklar tüm dünyada hat safhada? Tüm bunlar; senelerdir kalabalıklar içinde duygularımızı oldukları gibi ifade edemeyişimiz, gittikçe artan insan popülasyonu içinde şehirleşirkenki yalnızlığımız ve ait olmadığımız bir düzen içinde durup nefes dahi alamadan barınmaya çabalamamız; tüketim çılgınlığının neticesinde maddileşirken maneviyatını kaybeden insan ilişkilerinin giderek artmasının bir sonucu değil midir? Bu dış dünyaya açılan yolculuğun anlatımına hayata dair felsefi, metafiziksel düşünceler ve kişilere ilişkin psikolojik çıkarımlar eşlik ederken “İkinci Döngü: Uyanış”, derinlerde yatan günümüz toplum yapısının sorunlarına ilişkin tespitlerini ve çözüm önerilerini bir adım daha ileri götürerek, Birinci Döngü’ de köklerini salan “Kinist Hümanizm” felsefesini “Kinist Hümanizm Uygulama Esasları” ile detaylandırıyor.
Tanıtım Metni