İktisat tarihi, ilim dalı olarak insan-maddi menfaat ilişkilerinin tarihi olup maddi menfaati varken cemiyetlerin geçmişte ne yaptıklarını ortaya koyar. Tarihî gelişimi itibarıyla iktisadi realiteyi konu alır, hakikat peşinde koşar. Bir şahsı tanıma yolunun menfaati varken geçmişte onun nasıl tavır aldığını bilmekten geçtiği gibi milletleri tanımak iktisadi menfaat karşısında onların tarihte nasıl davrandıklarını bilmekten geçer.
İktisat tarihi önemli bir alandır. İktisat teorisi ve politikasına payanda olmaktan öte bir misyona sahiptir. Milletlerin, medeniyetlerin, sosyal-iktisadi sistemlerin terazide tartılması iktisat tarihi olmaksızın imkânsızdır. Modernizm ve Avrupa medeniyetiyle yüzleşme iktisat tarihi alanı sayesinde olabilir. Adalet veya emperyalizm yönünden bir medeniyetin karakteri iktisat tarihi çalışmaları sayesinde idrak edilebilir. Bir milletin ortaya koyduğu muayyen istikametteki pratiğin tarihi açıdan münferit mi yaygın mı olduğu o milletin iktisadi tarihi biliniyorsa anlaşılabilir.
İktisat tarihi insanlığa, milletlere, medeniyetlere, olgulara ana hapsolmanın yol açtığı bir sığlık içerisinde bakmaktan, güncelin cazibesine kapılmaktan, köksüzlük ve savrulmaktan korur.
Ders kitabı hüviyetinde olan bu eserde Avrupanın sosyal-iktisadî tarihi ele alınmaktadır. Roma ekonomisinden Ortaçağ Avrupası malikâne sistemine ve feodalite-Osmanlı tımarı mukayesesine, Yeniçağ Avrupa merkantilizminden İngiliz Sanayi İnkılabı’na ve 1929 Büyük Buhranı'na kadar bir dizi konu sistematik şekilde tetkik edilip tartışılmaktadır. Sosyal-iktisadi olayların cereyanında ve tarihin tecellisinde “devamlılık”ın izleri sürülmeye çalışılmaktadır.
Eser, Batı toplumlarının iktisadî mazilerinin tanınması, Avrupa medeniyetine, sosyo-ekonomik “izm”lere tarihî gerçeklikten hareketle doğru değer biçilmesi hususunda bir nebze de olsa katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Hedefe ne ölçüde erişilebildiğinin takdiri okuyucuya aittir.