Mağara duvarlarına yapılan çizimlerden, yazıya ve bugün bildiğimiz iletişim teknolojilerine kadar uzanan iletişim süreci, insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Yaşamın ana kaynağı ve yaşam akışının doğal bir parçası olan iletişim, geçmişten günümüze genişlemiştir ve bu gelişim hız kesmeden devam etmektedir. 1980’lerde yeni bilgi ve iletişim teknolojilerinin ortaya çıkmasından bu yana, medya büyük ölçüde genişleyerek “geleneksel” ve “yeni” olarak ikiye ayrılmıştır. Çağımızda iletişim şeklinin çoğunlukla dijitale dönüşmesi ile, zamandan ve mekandan bağımsız bir iletişim hayatımızda hakim olmaktadır. Kitle iletişim araçlarının yanında yeni medya araçları kişiler arası iletişim, ticaret, alışveriş, oyun gibi gündelik yaşantımızın birçok alanında yer almaya başlamıştır. Yeni medyanın hayatımızdaki rolü ile birlikte sosyal bilimlerin farklı disiplinlerinden özellikle iletişim ve medya alanında yürütülen çalışmaların sayısı artmaya başlamıştır.
