Siyaset teorisi kendi toplumumuzda ve başka toplumlarda geçmişte ve günümüzde siyasal etkinliğin normlarını, uygulamalarını ve örgütlenmesini teorize eder. Daha yüksek ve daha temel bir sorunun bir bölümü olan en iyi siyasal düzen; başka bir deyişle, bir insanın üstün bir toplum içerisinde sürdürmesi gereken ideal yaşam biçimi sorunu ile ilgilenir.
Siyaset teorisi insanlığın kalıcı meselelerini ele alır. Bu nedenle, klasik metinlerin gözden geçirilmesi disiplinin önemli bir bileşenini teşkil eder. Siyaset teorisinde bir klasik, büyük bir edebi çalışmanın temel bileşenlerine sahiptir ve bölgesel dekoruna rağmen, yaşamın ve toplumun yok olmayan sıkıntılarıyla ilgilenir. Ebedî bilginin özünü içerir ve herhangi bir medeniyetin, toplumsal sınıfın, halkın veya zamanın değil, tüm insanlığın mirasıdır.
İlkçağ Siyaset Teorisi, başka meselelerin yanı sıra, düşünce özgürlüğü, birey, retorik, siyasal rejim, adaletin talepleri ve bunların nasıl yerine getirileceği, hukuk, demokrasinin varsayımları, cumhuriyet, yurttaşlık, özgürlük ve eşitlik ile ilgili olarak ilkçağda ortaya çıkan birçok kaygıyı ele almaktadır. Yunanlar, iyi ya da kötü, geleneksel ahlak kurallarının en temellerini ve meşruiyetini ve siyasal hakkın ilkelerini sorgulamaya eleştirel aklı uygulayarak, zahmetli bir şekilde inşa edilmiş tanımlarla ve muhalif savlarla dolu olan, siyasal ilkelerin sistematik ve analitik bir sorgusunu, kendi kendine-özgü siyaset teorisi tarzlarını icat ettiler. Batı dünyasında siyaset hakkında düşünmenin, antik veya modern, başka birçok yolu olsa da, Batı siyasal düşüncesinin klasikleri olarak düşündüklerimiz, Yunanlar tarafından kurulan siyaset teorisi geleneğine aittir.