Bir belgenin kim tarafından yazıldığını veya onaylandığını belirtmek üzere metnin bitimine yazılan isme imza denir. Yaş imza, elle atılan imza, elektronik imza, imzada sahtecilik gibi konular imzanın hukuki boyutlarıdır. Tarih sürecinde bir belgenin onaylanması her zaman isim yazmakla olmamış, isim yerine bir işaret konmuş, parmak izi veya bir damga vurulmuştur.
Eski Türk yazıtlarında imza kabilinden, mesela, Kül Tegin yazıtında geçen bunça bitig bitigme Kül Tegin atısı Yol[l]ug Tegin bitidim “bu yazıtı Kül Tegin’in yeğeni Yollug Tegin [yani ben] yazdım" ifadesinden söz edebiliriz. Yazıyı yazan kişi adını belirtip bitidim “yazdım” demektedir. Benzer kayıtlar kaya üzerine yazılmış metinlerde de mevcuttur.
Cumhuriyet döneminde 1928’de yeni yazıya geçmemizle birlikte imzalar da yeni yazıyla atılmaya başlanmıştır. 1935’te çıkan Soyadı kanunu ile birlikte imzaya soyadı eklenmiştir. İmzanın okunaklı olması istense de çoğu imza bir karalama gibidir.
Basım Yılı | 2024 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 251 |
Yazar | Emine Gürsoy Naskali |