Yasa koyucu, yargıcı yasa kurallarını uygulamada katı bir biçimde görevli kılmamış, adeta bir makina gibi yasa kuralını otomatik biçimde uygulama talimatı vermemiş, aksine, yasa kuralını uygularken yargıca belirli bir esneklik tanımış ve onu belirli yetki ve görevlerle donatmıştır. Yargıç yasaların efendisi olmadığı gibi, kölesi de değildir. Yargıç, takdir yetkisini kullanırken, yasakoyucu gibi bir kural yaratmamakta, fakat varolan bir kuralı önüne gelen olaya uygularken belirli bir esnekliğe sahip bulunmaktadır. Genel ve soyut nitelikteki yasa kurallarını, özel ve somut olaya uygulamak, yargıcın görevidir. Her olayın oluş biçimi ve koşulları, olaya taraf olan kişilerin durumları ve çıkarları farklı farklıdır. İşte yargıç her olayın ve tarafların özelliklerini ayrı ayrı göz önünde tutarak yasa kurallarını uygulama durumundadır. Yani çıkarlar dengesine göre bir sonuca varmaya çalışır. İşte bu işi yaparken, yargıca yardımcı olacak en önemli araç, onun sahip bulunduğu takdir yetkisidir.