İslam dünyası ile Batı düşüncesinin kesişme noktasında yer alan bu eser akıl, bilim, inanç, birey, özgürlük, barış ve şiddet gibi temel kavramların derinlemesine incelendiği bir düşünsel yolculuk sunuyor. Kitap, son iki asırda bu iki geleneğin karşılaşmasıyla şekillenen dünyaya bir ayna tutarken, bugünü ve geleceği belirleyen unsurları sorgulayarak yol alıyor. Her bir kavramın tarihsel köklerine inerek bireysel ve toplumsal hayatımızı şekillendiren dinamiklerin izini sürüyor. Eser, yalnızca bir kavramlar arkeolojisi sunmakla kalmıyıp aynı zamanda modern hayatın yüzeyselliğine, hız ve tüketim kültürüne karşı da bir eleştiri getirerek modern çağı ve modern insanı afişe ediyor. Özgürlük arayışının bizi köleleştirebildiğini, hızın ve hazza dayalı bir yaşamın anlamdan yoksun olduğunu hatırlatıyor. Gerçek özgürlüğün ve anlamın, eşyanın özündeki akli ilkelerle insan aklının örtüşmesinde yattığını savunarak okuyucuyu içinde yaşadığı çağın dinamikleri hakkında düşünmeye davet ediyor. İslam ve Batı arasındaki etkileşimin izlerini süren bu eser, dünyayı anlamaya çalışırken kendimize bir ayna tutmamızı sağlıyor. Kendi kavramlarıyla düşünmeyen bir medeniyetin ne kendisine ne de dünyaya söyleyecek bir sözü olabileceğini vurgulayan kitap, derinlemesine bir düşünsel keşfe çıkmak isteyenler için entelektüel bir düşünme ve sorgulama alanı sunuyor. Bu kitap, kendini ararken farklı dünyalar (düşünce gelenekleri) keşfetmek isteyen okurlar için güçlü bir rehber niteliğinde.
Tanıtım Metni