"Dağlara bir kurban veren aile, ikinci kurbanı vermek istemiyordu. Delikanlı başka bir kentte, üniversitede okuyordu.
Oysa Kaçka Dağları'nda, sicimlerle, buzullarla boğuşan delikanlı, zirve yaptı ve Doğu Karadeniz'in sıcak karakterleriyle sohbet ediyor. Konu, hastanelerin yan kasabaya taşındığı, hizmetten hiç memnun kalmadıklarıydı.
"Nasıl olur, yepyeni bina. Son teknoloji, seçkin personel?"
"O ki hizmet yok, içine tavuklar siçsun. Yahu doktor, hemşire, kimse yok. Hepsi tayin istedi, kaçti."
"Allah'alla niye?"
"Ula kalin kafali niçun anlamiysun? Kendimi asayim mi, ne yapayim? Yahu kim durur? Bütün dağ köylerinden gelenler silahli, terbiyesuz, pis, kaba, insanlar.
Burası öyle mi? Yalnız bizim iki üç köy o kadar. Doktorlarla akraba gibiydik. Dinle, o güni o hastanede ne oldi?"
"Ne oldu?"
"Doktor adami muayene etti, "Bu sigarayı bırak, içme," dedi. Bu doktora nasıl bağırdi, yahu sen kimsin bayaa sigarayı bırak deyisun?"
Sen olsan orada durur misin? Durmazsın, Yahu kabak cinsi hastane deyrum. Tutuşti yanayi! Bizim köprü başunda Orhan'ın fırını gibi yanayi. Durma buz getur at daa madem beğendun, heh he!"
Gürül gürül aksiyonlu öyküler.
Basım Yılı | 2016 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 190 |
Yazar | Fikriye Namlı |