Hepimiz Jane Austen’in Kızlarıyız! Ölümünün 200. yıldönümünde Jane Austen kadar sivri dilli, hınzır iki genç kadın eşliğinde, 18. yüzyıl İngiliz taşrasının adab-ı muaşeret kurallarından günümüzün popüler kültürüne, gündelik hayatına ve beyazperdedeki yürek hoplatan Austen karakterlerine eğlenceli bir yolculuğa çıkacaksınız. Ve ihtimaldir ki yolculuk bitiminde hep bir ağızdan haykıracaksınız: Evvel zaman içinde tarih, savaşlar, ihtilaller, yıkımlar, ölümler ve zaferlerle örülürken, kadınlar kimsenin anlatmadığı eviçlerinde sessiz sedasız yaşarlardı. Oysa dilsiz eviçleri nasıl da kalabalıktı, nasıl da şenlikli. Doğumlar, ölümler, evlilikler, aşklar, gündelik hayatın tüm ritüelleri, yatak odaları, salonlar… Fakat kim cüret edebilirdi, gündelik hayatın sıradanlığıyla büyük kahramanlıkların görkemini boy ölçüştürmeye? Tabii ki Jane Austen! O dilsiz eviçlerini sivri dili, hınzır ironisiyle dile getiren Jane Austen. Artık “evlenme çağına gelmiş her genç kadın” zengin bir kısmet bulmanın inceliklerini ad›m ad›m ö€reniyor, Austen’ın adab-ı muafleret kurallar›yla döfledi€i mutlu izdivaç yolunda emin adımlarla yürüyordu. Aşk mı dediniz? Evet elbette aşk da vardı. Gururlu erkeklerin, önyargılı kadınların oturduğu devasa malikânelerde “aşk” da oturuyordu.
Tanıtım Metni