İnsan, kimi zaman gurbetliklerin içinde deli kimi zaman da sessizlik içinde dans eden bir alev. Karanlık değince, bulutlar çökünce üşür eli; yalnızlık zor gelir! Acılara güç bela katlanarak devam eder yoluna. Uçuruma ve soğuk nefese yani alışılmadık olana yabancıdır içi. Ürperir, dem çeker, türküler çığırır. Tinle beden arasındaki savaştan yorulur ve başını yıldızlara çevirerek yaşamın anlamını düşünür. Kutsalı düşünme, kötücül olanı düşünmeyi yanında getirir. Elbette haz bahçesini; arzuyu, eti ve sıcaklığı düşler. Yetmez yine de, her haz yeni hazzın annesidir… Yenisini ve daha büyüğünü ister. Yaşam bu yüzden anlam ile haz arasındaki kıyasıya mücadele gibi görünür ilkin. Sonra anlamın verdiği duruluk, acıların gelini olan insanı ruhun hazlarına yöneltir. Ve bütün bu gerilimlerden doğan "Kahraman", uzaktan göz kırpar kaderin cilvesine...