Eller var.
Karıştırıcıdır. Her şeyi karıştırır. Münasebetsiz ellerdir bu eller.
Eller var.
Düzenleyici ve düzelticidir. Çapak gördüğü göze yumruk olmaz. Kimseye hissettirmeden, bir ana şefkatiyle o çapağı alır.
Eller var.
Hiçbir taşın altına girmeye yanaşmaz. Nice taşlar, kayalar, dağlar kaldırır. O pamuk eller arazi olmuş, ortalardan tüymüştür.
Eller var.
Pamuk değil, nasır tutmuştur. Neden olacak? Elbet, her yarım kalmış yükün altına girdiği için. Her hayırlı teşebbüsün ucundan
tuttuğu için.
Eller var.
Vuracağı yeri bilmez, duracağı yeri bilmez. Kabarmış bir koltuğun elleridir bunlar. Sürekli tokat halinde gezer.
Eller var.
Vuracağı yeri de bilir, duracağı yeri de. Dostu da tanır, düşmanı da. Yalnızca dosta değil, düşmana bile rahmettir o eller.
Basım Yılı | 2013 |
Baskı Sayısı | 6 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 352 |
Yazar | Mustafa İslamoğlu |