İyilik tanrısı ülgen, denizlerin hâkimi akana ve kötülük tanrısı erlik insanları kazanmak için savaşıyor!!!
...Oğuz, Tilda'nın tekerlekli sandalyesini kumda güç bela ileri doğru itti.
-Umarım yakında görüşürüz. İyi yolculuklar Tilda.
Koca bir dalga geldi. Tilda gitmeden önce arkasına baktı. Oğuz ona el sallıyordu. Tilda yutkundu ve cesur görünmeye çalışarak o da Oğuz'a el salladı.
Tekerlekli sandalyesi deniz tarafından çekildi ve hızla suya daldı. Tilda sudaydı ve gittikçe batıyordu. Tek görebildiği burnundan çıkan baloncukların pırıl pırıl yükselişiydi. Çaba göstermiyordu, kendini suya bırakmıştı ve bir süre sonra burnundan çıkan baloncuklar da kesilmişti. Tilda gözlerini huzurla kapattı. Ve aniden açtığında gözleri bir yakut gibi parlıyordu. Tilda, inanılmaz bir hızla yukarı doğru fırladı, su yüzeyine doğru zıpladı ve müthiş bir güçle, baş aşağı suya daldı. Yıllardır onu utandırıp duran bacaklarına coşkuyla baktı: Onlar Oğuz'un da dediği gibi harika bir kuyruğa dönüşmüştü.
Göğün on yedinci katındaki Tanrı Ülgen, denizlerin hâkimi Akana ve yer altındaki Kötülük Tanrısı Erlik… Tilda bu üç farklı dünyada acaba nasıl bir savaş verecek?
Gizem Pınar Karaboğa, Türk-Altay mitolojisinin unsurlarını bir araya getirdiği romanıyla okurlara yeniden merhaba diyor.
Basım Yılı | 2013 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 222 |
Yazar | Gizem Pınar Karaboğa |