Hukukumuzda kambiyo senetleri, ticaret hayatında önemli bir fonksiyona sahiptir. Kambiyo senetleri olan poliçe, bono ve çek; ödeme, teminat ve kredi aracı olarak kullanılan sebepten soyut senetlerdir. Her ne kadar kambiyo senetleri sebepten soyut da olsa arka planda senedin dayandığı bir temel borç ilişkisi bulunmaktadır. Kambiyo senetlerinin dayandığı temel borç ilişkisinde çıkan bir uyuşmazlık nedeni ile senet bedelsiz hale gelebilir.
Kambiyo senetlerinin bedelsiz kalması halinde görünürde borçlu konumundaki kişi, borçlu olmadığını menfi tespit davası açarak ispat edebilir. Menfi tespit davası sonucunda verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder.
Kambiyo senetlerinde bedelsizlik nedeniyle açılan menfi tespit davası, Türk Borçlar Kanunu'ndaki sebepsiz zenginleşme hükümleri ile yakından ilişkilidir. Temel borç ilişkisinin herhangi bir sebeple mevcut olmaması ya da geçersiz olması, kambiyo senedinin geçerliliğini etkilemez. Kambiyo senetleri geçerliliğini korur.
Bedel yahut bedelsiz kelimesi, mevzuatta tanım olarak açıkça yer almamış olsa da Türk Ceza Kanunu'nun 156. md'de; "Bedelsiz Senedin Kullanılması" suçu düzenlenmiştir. TCK'nın bedelsiz senedin kullanılmasını suç olarak kabul ettiği işbu maddede bedelsiz senedin kullanılması suç olarak düzenlenmiştir.
Kitapta kambiyo senetlerinde bedelsizliğe dayalı olarak açılan menfi tespit davasına, menfi tespit davasında hukuki yarar koşuluna, davanın taraflarına, dava şartı arabuluculuk konusuna, davada ispat yükü ve araçlarına, davadaki yargılama usulüne, davanın hüküm ve sonuçlarına, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesine, menfi tespit davasının kıymetli evrakın zıyai ve iptali davasından farklarına, bedelsiz senedi kullanma suçunun güveni kötüye kullanma suçu ile karşılaştırılmasına, suçun maddi-manevi unsurlarına, kovuşturma-yaptırım sürecine ve bu konuda Yargıtay'ın görüşlerine değinilmiştir.