Modern Rus edebiyatının “saklı” hazinelerinden biri daha gün yüzüne çıkıyor.
Mikhail Kuzmin’in Kanatlar romanı yayımlandığında, dönemin sanat çevrelerinde yankı uyandırmış öncü bir eserdi. Aynı zamanda şair ve oyun yazarı olan Kuzmin, Kanatlar romanı ile “yeni bir estetik” arayışın izlerini sürmüştür.
Şair, romancı, oyun yazarı, bestekâr ve eleştirmen Mikhail Kuzmin, 1872’de Rusya’daki Yaroslavl vilayetinde doğdu. Okuldayken Batı kültürüne ilgi duymaya başladı ve üç yılını St. Petersburg Konservatuarı’nda Nikolay Rimski-Karsokav’ın beste dersinde geçirdi. Kuzmin 1904’te, Art Nouveau estetiği ve Sembolizm ile meşgul olduğu için kendisini cezbeden bir sanat çevresi olan Sanat Dünyası’na takdim edildi.
1917’de Bolşevik hükümet iktidara geldikten sonra Kuzmin, aralarında Aleksandr Blok ve Vladimir Mayakovski’nin de olduğu diğer yazarlarla beraber, Petrograd’daki Sanatçılar Derneği Heyeti’ne üye oldu ve Maksim Gorki’nin altında resmi bir tercüman olarak çalıştı. Aynı zamanda 1918’de gündelik Sanatın Yaşamı’nın çıkmasına yardım etti ve editörlerinden biri olarak çalıştı.
Kuzmin’in yayımlanan ilk eseri, 1904’te Yeşil Derleme antolojisinde çıktı. Üretken bir yazar olarak, Rus şiirinin Gümüş Çağı’nın önde gelen yazarlarındandı ve Rus edebiyatında serbest ölçünün ilk önemli eserini ortaya koydu. Aynı zamanda Kanatlar (1906) ve Buzu Kıran Alabalık (1929) gibi eserlerinde işlediği temalardan ötürü Oscar Wilde ve André Gide’le kıyaslandı.
1936’da Leningrad’da zatürreden öldü ve Volkov Mezarlığı’na gömüldü.
