“...Orta sınıf kadını yazmaya başladı. Çünkü eğer Aşk ve Gurur önemliyse ve Middlemarch ile Vilette ve de Uğultulu Tepeler önemlilerse, bu durumda ben sadece kendilerini kitaplarıyla ve dalkavuklarıyla kır evlerine hapsetmiş yalnız aristokrat kadınları değil, genel manada kadınların yazmaya başlamaları benim bir saatlik bir konuşmayla kanıtlayabileceğimden çok daha fazla önem taşır. Bu öncüler olmaksızın, Shakespeare’in Marlowe olmadan ya da Marlowe’un Chaucer olmadan, ya da Chaucer’in o unutulmuş dilin doğal vahşiliğini evcilleştiren ve yolları döşeyen şairler olmadan yazamayacakları gibi, Jane Austen ve Bronte’ler ve George Eliot’lar da bir şey yazamazlardı. Çünkü başyapıtlar yalnız ve tek başlarına doğmazlar; onlar ortak düşüncenin, insan topluluklarının birlikte düşünmelerinin ürünleridir, bu sebeple de tek bir sesin arkasında kitlelerin tecrübeleri bulunur. Jane Austen’in gidip Fanny Burney’in mezarının üzerine bir çelenk bırakması lazımdı ve George Eliot, Eliza Carter’a erken kalkabilmek ve Yunanca öğrenebilmek için karyolasına çan bağlamış olan o yürekli yaşlı kadın sağlam gölgesine saygı duruşunda bulunmalıydı. Bütün kadınlar da, Aphra Behn’in o son derece şaşırtıcı ancak oldukça uygun düşen bir biçimde Westminster Abbey’de bulunmakta olan kabrine çiçekler yağdırmalıydılar, çünkü onlara düşüncelerini ifade etme hakkını o kazandırmıştır. Yine kuşku uyandırıcılığı ve tutkunluğuyla beraber bana bu akşam sizlere: kendi ince zekânızla yılda beş yüz pound kazanın, demenin o kadar da hayalci bir şey olmayışına neden olan kişi de oydu...”
Tanıtım Metni