Kişisel verilerin korunması hukuku nispeten yeni gelişen ve disiplinler arası bir hukuk dalıdır. Her geçen gün gelişen, değişen dünya ve gitgide teknolojinin hâkim olduğu hayat ilişkileri; dinamik bir bilim olan hukuku da etkilemiştir. Kişisel verilerin korunması hukuku, aslında bu etkileşimin kesişim noktasında yer almaktadır. Kişisel veri, kimliği belli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her tür bilgidir. Gerçek kişiye ilişkin "her tür bilgi" ifadesi, önemle vurgulanmaya değerdir. Sadece ifadenin lafzı bile kişisel veri kavramının günümüzün teknoloji dünyasında ve bilgi toplumunda önemini ve değerini göstermektedir. Nitekim kişisel verilerden ekonomik bir kaynak olarak bahsedilmektedir. Dünya üzerinde yaşayan yaklaşık sekiz milyar insanın pek çoğu internet, türlü bilişim teknolojileri ya da en azından cep telefonu kullanmaktadır ve bu insanlar, çeşitli sebeplerle kişisel verileri ile ilgili işlemlere ve uygulamalara maruz kalmaktadır.
Kişisel veriler üzerinde gerçekleştirilen her tür işlem, işleyenin bu işlemi gerçekleştirme yetkisi yoksa hukuka aykırı nitelik taşıyacaktır. Kişisel verilerin hayatımızın her alanına bu kadar nüfuz etmiş durumda olması sebebiyle kişisel veriler, gündelik hayatın içerisinde bile sıklıkla işlenmektedir. Söz konusu işleme faaliyetinin hukuka aykırı nitelik taşıması ortaya çıkan sorumluluk ve doğacak sorumluluk rejiminin belirlenmesi önem taşımaktadır. Çalışmamız, kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesi nedeniyle doğan hukuki sorumluluğu, farklı hukuk sistemlerindeki uygulamaları da göz önüne alarak incelemeyi amaçlamaktadır.
