Yakın geçmişe kadar bir kişisel veri koruma kanunu bulunmayan Türkiye'de, 07 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile büyük bir adım atılarak ilk kez konuya ilişkin bir kanun çıkarılmıştır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun yankıları sürerken, Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü'nün (General Data Protection Regulation) 27 Nisan 2016 tarihinde kabulü ise kişisel verilerin koruması konusunun ülkemizde büyük bir hızla artan önemini daha da artırmıştır.
Bu gelişmeler karşısında, kişisel veri işleyen veri sorumlularının, mevcut ulusal ve uluslararası mevzuatları birlikte nasıl değerlendirecekleri ve tüm bu sürece nasıl uyum sağlayacakları konuları ise uygulamada pek çok soruna ve soruya sebebiyet vermiştir.
Çalışma kapsamında kişisel verilerin korunması konusu, hem 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, konuya ilişkin çıkarılan Yönetmelikler ve Tebliğler ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, hem de Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü başta olmak üzere tüm uluslararası düzenlemeler dikkate alınarak değerlendirilmiştir.
Değerlendirmeler yapılırken, Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun konuya ilişkin tüm önemli kararlarına, Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi kararlarına yer verilmiştir. Uygulama bakımından hukukçulara yol gösterici olacağı inancıyla konu, tüm mevzuat ve kararlar birlikte değerlendirilerek işlenmiştir.