Bilgi ve iletişim teknolojisi alanındaki gelişmeler, bireylerin yaşamlarını kolaylaştırırken gözetlenme potansiyelinin artması nedeniyle gizliliklerini korumayı zorlaştırmaktadır.
Bankacılık, sigortacılık, sağlık, sosyal hizmetler, eğitim, telekomünikasyon, ulaşım, turizm, pazarlama, bilişim ve güvenlik gibi alanlarda faaliyet gösteren kamu kurumları ve işletmeler, birçok kişisel veriyi verdikleri hizmetler gereği bünyelerinde barındırmakta ve kişilerle ilgili artan bir şekilde veri dosyaları inşa etmektedir. Bunun sonucunda kişisel verilerin ilgili ilgisiz herkesin kolayca erişimine açık hâle gelmesi, kişisel verilerin sadece ulusal değil, uluslararası düzeyde de korunması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.
Bu çalışmada, Anayasa'da teminat altına alınan kişisel verilerin korunması hakkı, ulusal ve uluslararası düzenlemeler ile Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen kararlar dikkate alınarak incelenmiş ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında kişisel verilerin korunmasına yönelik düzenlenen suçlar ele alınmıştır. Böylece kişisel verilerin korunmasının öneminin ve sınırlarının ortaya koyulması amaçlanmıştır.