Kışkırtıcı ajan kavramını, Fransız mutlakıyet döneminde kazandığı önemden hareket ederek bu döneme özgü kabul etmek ve dönemin kışkırtıcı ajandan anladığıyla kurumu sadece suç siyaseti boyutunda tarif etmek doğru değildir.
Özellikte kaçakçılık, uyuşturucu ticareti gibi suçların organize hale gelmesiyle birlikte, çağdaş ceza hukuku öğretisi, kurumun suç siyaseti boyutundan uzak durmuş, çalışmalarını daha ziyade kavramın dogmatik şekilde incelenmesi üzerine yoğunlaştırmıştır.
Kışkırtıcı ajan, ilk olarak karşılaştırmalı hukukta ceza hukukunun genel kısmının bir meselesi olarak ele alınmıştır. Zamanla kışkırtıcı ajan müdahalesini yasal hale getiren örnekler ortaya çıkmış ve kışkırtıcı ajanın faaliyet sahası ve sınırları kesin olarak belirlenebilir hale gelmiştir. Kışkırtıcı ajan, son yıllarda giderek artan bir şekilde hukuk devleti bağlamında, özellikle kışkırtılanın durumuna da dikkat çekilerek tartışılmaktadır.
Karşılaştırmalı hukuk, özellikte kitapta ayrıntılı bir şekilde ele alınan İtalyan mevzuat, öğreti ve uygulaması, kurumun ceza hukuku kapsamında yerinin ne olduğunun belirlenmesi, bu anlamda yasal tarifinin yapılabilmesi noktasında önemli olanaklar sunmaktadır.