Divan şairi, çoğunlukla, şehirli, medreseli ve hüner ehlidir. Bu nitelikler taşrada değil merkezde, en azından şehirde kıymet ve karşılık bulur. Şair de iltifata layık olduğunu düşünerek ikbal bekler. İkbalinin önüne geçmeye çalışan rakiplerinden ise hazzetmez. Rakiplerini merkeze değil taşraya yakıştırır ve sıfatı genellikle “Türk” olan taşralılıkla ötekileştirir. Şayet şair, saraydan beklediği ödüle kavuşamaz veya taşradan merkeze uzanamazsa ya İstanbul’a ulaşmak için çaba gösterir, ilişki kurmaya çalışır bu sebeple de İstanbul’a özlem dolu şiirler yazar ya da taşrada kalmış olmanın sızısıyla küskün bir tavır takınır. Bu durumda taşra istenmeyen mahallin, merkez ise cazibenin ve çekim alanının mekânı olarak şiirlere yansır.
Tanıtım Metni