İnsan haklarının geliştiği toplumlarda en başta sorgulanmaya başlanan şey Devleti temsil eden güvenlik güçlerinin güç ve silah kullanımıdır. Kolluk görevlisi tarafından suç şüphesi ile yakalanan kişi, adli makamlar önüne geldiğinde kötü muamele gördüğünü beyan etmekte, yakalanmasındaki güç kullanımının hukuki olmadığını savunmakta, toplumsal gösterilerde kullanılan gücün oranı ve ölçüsü ise haftalarca ülke gündemini işgal etmektedir.
Eserde, kolluğun güç kullanımının yasal dayanaklarının neler olduğu, nerede ve ne zaman hukuka uygun veya hukuk dışı olduğu soruları ile hukuk dışı güç kullanımı durumunda bunun yaptırımlarının neler olacağı sorularının yanıtlarını bulabilirsiniz.
Kitapta ayrıca, ulusal mevzuatımızın durumu ile bizim için bağlayıcılığı olan uluslararası mevzuatın konuya yaklaşımları ve bunların mahkeme kararlarına yansımalarına da yer verilmiştir. Kolluğun güç kullanımının uyuşmazlık olarak adalet mekanizmasına yansıması durumunda ise hukukçuların delillerinin neler olabileceği eserde ele alınan diğer bir konudur.
Gerek güç kullananın gerekse de buna maruz kalanın, mevzuata ve usule hakim olması durumunda, kuşkusuz konuların çözümü daha hızlı ve adil olacaktır.