Günümüz dünyasında sentetik ürünlerin insan ve hayvan beslenmesinde yoğun olarak kullanılması bir takım hastalıkları da beraberinde getirmiştir. Örneğin bazı minerallerin ve B grubu vitaminlerin ya da vitamin A veya vitamin D’nin sentetik olarak alınmasının çok fazla etkili olmadığı, bunları uygun formda (yarayışlı) ve bileşiminde bulunduran hayvansal ve bitkisel ürünlerle tabii olarak alınması gerektiği uzmanlarca ifade edilmektedir. Bazı uzmanlar beta karotenin bitkisel ürünler dışında sentetik olarak veya saf formda tüketilmesinin metabolik hastalıklara ve bazı kanser türlerine neden olduğunu da bildirilmektedirler. Hayvan yetiştiriciliğinde verimliliği (özellikle et üretimi) artırmak amacıyla kullanılan bazı hormonlar vardır ki bunların Türkiye’de kullanımı yasaklanmıştır. Bu tip bir üretimin de ne kadar denetlenebildiği ayrı bir tartışma konusudur. Bu durumun aksine, Türkiye hayvancılığında, üremenin denetlenmesi, genel anlamda döl verimini artırılması amacıyla bir kısım üreme hormonları sentetik formda oldukça yoğun olarak kullanılmaktadır. Süt sığırcılığı işletmelerinde bu hormon protokollerini neredeyse kullanmayan işletme yoktur denilebilir. Son zamanlarda koyunculukta da benzer ticari preparatlar kullanılmaya başlanmıştır. Bunların çoğunluğu hızlı kuzulatma yani bir yılda iki, iki yılda üç veya üç yılda beş kuzulatma amacıyla kullanılmaktadır. Belki de bunların en masum olanı melatonindir. Melatoninin de ileri dönemde hayvanlar üzerinde nasıl etkileri olduğu araştırılmalıdır. Tabii formda pineal bezden salgılanan bu hormon, gece hormonu olarak bilinmekte ve birçok kaynak tarafından bilinen en iyi antioksidan olarak tanımlanmaktadır. Ancak melatoninin sentetik formlarının olumsuz etkileri ile ilgili bilgiler yetersizdir. Koç etkisi bu açıdan hormon kullanımı gerektirmeden, (1) kızgınlık senkronizasyonu, (2) anösturusun bertaraf edilmesi ve dişilerin yeniden kızgınlık göstermeleri gibi etkileri dolayısıyla önem arz etmektedir. Bu yolla ineklerde olduğu gibi koyun ve keçilerden de yılın herhangi bir döneminde planlama yaparak yavru elde etmek mümkün olabilmektedir. Koç etkisinden yararlanmanın ön şartı koçların anöstrustaki koyunlardan bir süre uzak tutulmasıdır. Koç etkisinin, kızgınlık toplulaştırması yanında anöstrustaki koyunlarda üreme aktivitesini başlatması gibi yararları gözlenmiştir.
Bu çalışmada ağırlıklı olarak, uluslararası litertür incenelerek, koç etkisinden nasıl yararlanılacağı açıklanmaya çalışılmıştır. Bu arada yerli kaynaklar, araştırma ve derleme makaleleri gözden geçirilmiş, söze değer olanlara burada yer verilmiştir.
Basım Yılı | 2021 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 1. Hamur |
Sayfa Sayısı | 127 |
Yazar | İbrahim Aytekin , Nazan Koluman , Özcan Şahin , Saim Boztepe |