“Hanım! En son cevabını isterim. Ya ben ya kediler?” “Kediler!” Bir kocanın ümitsizliği, bir kadının kararsız hevesleri, aşkın mutluluk çayırı üzerine temellerini gül fidanından, kararsız sevda rüzgârına karşı camlarını nurdan, evinin temellerini tülden, kurduğu ve süslediği evlilik sarayının çöküşü, hep bu birkaç kelimeden ibaret olan konuşmada saklıydı. Romantik bir tavır, fakat realist bir üslupla eserlerini kaleme alan ve devrin önemli sanatkârları arasında sayılan Samipaşazade Sezai’nin Küçük Şeyler’deki hikâyeleri gündelik hayatın içerisinde, hemen herkesin yaşayabileceği bir olay örgüsüne sahip; insanların temel hislerinden olan aşk, hayal kırıklıkları, şaşkınlık, hırs gibi duygu durumlarını ele alan ve bunları başarıyla yansıtan hikâyeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Halid Ziya’nın “Küçük Şeyler beni çıldırttı. Sanat heyecanlarımın içinde bu kitaptan duyduğum zevke ve sevince yetişebilecek bir duygu bilmiyorum. Bu bana yeni bir ufuk, memleketin nesir ve sanat semasında vaadlerle dolu parlak bir ufuk göstermiş oldu.” cümleleriyle nitelediği Küçük Şeyler, ele aldığı temalar ve bu temaların işlenişi bakımından edebiyat tarihimizde hikâye türünün yapı taşlarından ve klasiklerinden biridir.
Tanıtım Metni