Normal şartlar altında duyu organlarının kapsama alanı dışında kalan gizemli varlıklar, tarih boyunca insanoğlunun hep ilgi alanı içinde kalmıştır. İnsanların isimlerini bile telaffuz etmekten çoğu zaman çekinip “üç harfliler” diye tarif ettikleri esrarengiz bu varlıklar mevcut doğal şartlar içerisinde müşahede edilememektedir. Bunun nedeni ya duyu organlarımızdaki yetersizlikler ya da bu varlıkların kendilerine özgü paranormal özellikleridir. Bu yüzden bu varlıkları normal beşeri idrakle kavramak mümkün olamamaktadır.Yüce Allah’ın “Hayır, bilgisini kavrayamadıkları, yorumu kendilerine gelmemiş olan bir şeyi yalanladılar” ayetinde de ifade edildiği üzere bazı insanlar pozitif bilim adına deneysel incelemelerle ispat edilemeyen cin ve şeytanların varlığını inkâr etmektedirler. Onların söz konusu bu varlıkları inkârlarındaki temel neden, bu varlıkların görülememesidir.Oysa bu varlıkların görülememesi yoklukları için hiç bir zaman gerekçe sayılamaz. Zira elektriği de hem görmüyor hem de varlığını anlamıyoruz. Ancak elektrik düğmesini çevirdiğimizde lambanın ışık vermesi sonucu varlığı anlaşılabilmektedir. O halde bu alemde bilimsel verilerle ortaya konamayan veya mutlak manada duyu organlarına boyun eğmeyen o kadar çok varlık mevcuttur ki, bu varlıkları yok saymak doğru bir yaklaşım olmasa gerektir.Bu eserdeki hedefimiz Kur’an ve sahih sünnetin ortaya koyduğu mutlak referans ölçüleri bağlamında üzerinde sayısız spekülasyon yapılan cin ve şeytanın varlığını, özelliklerini, insanlarla olan münasebetlerini ve şeytanların insanları doğru yoldan uzaklaştırma çabalarını ilmi bir duyarlılıkla ortaya koymaktır.
Tanıtım Metni