Savaş artık insanların ve ulusların kaçınılmaz bir sonu idi. Bu sondan üstün çıkmanın yolu ise elbette ulusların savaş meydanında verdiği mücadeleye bağlıydı. Savaş meydanlarında zaferler elde etmek ve sancaklarını dalgalandırmak isteyen uluslar, bunu yalnızca çarpışma sahalarında uygulayacakları stratejiler ve taktikler doğrultusunda elde edebilirlerdi. Roma’nın yükselişi, Persler’in büyümesi ve Çinliler’in ayakta kalması, savaş meydanlarında uyguladıkları taktikler ile gerçekleşmişti. Romalılar, Persler, Çinliler ve Slavlar tarih sahnesinde kendi savaş stratejileriyle yer edinirken, Türkler çarpışma sahasında hangi taktikleri uyguladı? Savaş meydanlarını oyun alanı gibi kullanan Türkler, çarpışma sahasında neden kurtlar gibi uluyorlardı? Çoğu ulus Türkler’e bozkırın kurtları derken, onların kurtlar ile olan bağı neydi? Kendinden üstün orduları hangi taktiklerle bertaraf etti? Savaş meydanlarında taktikleri ve stratejileri uygularken, diğer uluslardan ne kadar usta idi ve bunları yerine getirirken onları ne tetikliyordu? İşte Türkler’in savaş sanatlarına dair birden çok kitabın yazıldığı, fakat taktik ve stratejilerin ele az alındığı dönemde, biz bunu kısaca açıklamaya çalıştık. Nitekim tarih sahnesinde büyük zaferler elde eden, çağ açıp çağ kapatan bir ulusun elbette kendine has savaş taktikleri ve stratejileri olmalıydı. Ne de olsa dünya Türkün ayak izleri ile doluydu.
Tanıtım Metni