Finansal açıdan çok sağlam görünmesine rağmen çok büyük ulusal veya uluslararası bir şirket aniden iflas edebilir mi? Ne yazık ki evet. Son yıllarda bazı şirketlerin üst düzey yöneticileri maaş, prim ve diğer menfaatlerini sürdürmek için hissedarları, denetim şirketlerini ve kamuoyunu yanıltıcı bilgi ve belgeler sunarak buna sebep olmuşlardır. İşte bu nedenle, son yirmi yıldır, şirketin mali verileri ve performansı kadar şirketin kurumsal yönetiminin de çok önemli olduğu ortaya çıkmaya başlamıştır. Hissedar hakları, adillik, eşitlik ve hesapverebilirlik bir şirket üst yönetiminden beklenen en önemli kurumsal yönetim göstergeleri olmuştur. OECD tarafından 1999 yılında uluslararası kurumsal yönetim ilkeleri ilan edilmiş ve dünyada pek çok ülke bu ilkeler ışığında, kendi yerel uygulamalarını geliştirmiştir. Bununla birlikte, bu ilkelere uyulup uyulmadığını ölçmek amacıyla kurumsal yönetim uyum derecelendirmesi ortaya çıkmıştır. Böylece yatırımcılar, tedarikçiler veya diğer menfaat sahipleri bir şirketin finansal göstergelerinin yanında şirketin kurumsal yönetim notunu da öğrenerek hareket etme şansı bulmaktadırlar.
Buradan hareketle, bu kitapta; özel sektör firmaları ve çok uluslu şirketlerde giderek çok daha fazla uygulama alanı bulan kurumsal yönetim ilkeleri ve derecelendirme sisteminin kamu sektöründe de uygulanmasına yönelik bir model önerilmiştir. Bu derecelendirme modeli ile; kamu kuruluşlarının hizmetlerini yerine getirirken daha eşitlikçi, şeffaf ve hesap verebilir olması, etik değerlere, sürdürülebilirliğe ve kurumsal liderlik kapasitesine sahip olması, yaptığı tüm hizmetlerde kamu yararını gözetmesi amaçlanmaktadır.
Bu kitap sayesinde; kurumsal yönetimin ne olduğunu, kurumsal yönetim ilkeleri ışığında derecelendirme sisteminin nasıl çalıştığını, kamu kurumlarında böyle bir yaklaşıma neden ihtiyaç duyulduğunu anlama açısından önemli bir rehber edinmiş olacaksınız.