Dünya genelinde lojistik faaliyetleri, uzun yıllardan bu yana işletmelerin, ulusal ve uluslararası ekonomilerin en fazla fayda sağladıkları iş alanlarından biridir. Özellikle de Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile birlikte ülkelerin arasındaki bürokratik engellerin ortadan kalkması ya da en azından sayısının azalmasıyla birlikte lojistik sektörü, kendisi için uygun olan büyüme ve genişleme zeminini bulmuştur. 1990’lı yıllar itibari ile lojistik sektörünün daha geniş bir perspektif ve daha geniş bir coğrafyada işleyen, istihdam sağlayan ve işletmeleri olduğu kadar devletleri de birbirlerine bağlayan bir yapısının bulunduğu görülebilir. Lojistiğin türleri göz önünde bulundurulmaksızın, her ülke, kendi coğrafi şartları, ekonomik kapasitesi ve girişimcilik potansiyeline odaklı olarak lojistik sektöründe var olmak istemektedir. Şüphesiz bunda, lojistik sektörünün uzun soluklu ve kolay vazgeçilemeyen iletim ve iletişim gücünün var olduğu düşünülebilir. Bir başka deyişle lojistikte, ülkelerin ve işletmelerin, birbirlerinin ihtiyaçlarına orantılı olarak sürdürülebilir ticari bir süreci söz konusudur. Bu şekilde lojistik hem ulusal anlamda bir istihdam aracı olmakta hem de uluslararası alanda bir rekabet öğesi olarak değerlendirilmektedir. Bunun da ötesinde, lojistiğin, kendisi ile ortak hareket eden birçok sektörün işleyişine ilerlemesine ve gelişimine önemli ve olumlu bir katkısı bulunmaktadır.
Basım Yılı | 2020 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 138 |
Yazar | Sabire Yazıcı |