Bu eseri, Rosa Luxemburg severler veya onu henüz yeni tanımak isteyenler büyük bir heyecan ve beğeniyle okuyacaklar, kalplerinde onun yaşamış olduğu aynı mahpushane dramlarını, aynı hasretlik ve özlemlerini derinden hissedeceklerdir. Çektiği acıları, tutsaklığının vermiş olduğu ruh halinin o çaresiz sesini derinden duyacaklardır. Kendi acılarının üstünde durmayı bilen, yaratılmışlara karşı içi sevgi dolu, asil zarif bir hanımın, tutsak halindeyken bile, tüm yaratılmış varlıkları o sevgisiyle ve sevgisinin destansı gücüyle nasıl da kucakladığını okurken burada görecekler, imrenerek bunu kendi içlerinde hissedip bizzat da yaşayacaklardır. Aynı zamanda onu henüz hiç tanımamış olanlar ise; böyle bir değerli kişiliği eserimizle tanıma fırsatını bulmuş olacaklardır. İç dünyası derin sevecenlik ve hayat dolu bu kişiliğin, kalbinin bir kuş sesine dahi nasıl büyük bir heyecanla, nasıl bir şefkatle çırpınıp titreyerek attığına şahit olacaklardır. Onun anlayışına göre; “Dünyadaki Tüm Canlı Dilleri, Yaratıcı Ayetlerinin Yeryüzüne Kadar Ulaşan Bir Nevi Yankılanması.” gibidir. Ne yazık ki artık aramızda olmayan, vefat etmiş böyle birinden geriye kalmış anıları, hayattayken olmuş yaşanmışlıkları, arkadaşlarıyla birlikte yaşamış oldukları kaderleri, hatıra mektupları, günlükleri ıssız, sessiz, tozlu bir köşede unutulmaya yüz tutmuş haldeyken, gönlümüz buna razı olmayıp; dolayısıyla da ondan geriye kalan hatıralarını derleyip yayımlamaya, okurlar camiasına onu kazandırmayı, henüz tanımamış olanlara anlatıp tanıtmayı, yaşamış olduğu hayat hikâyesini onlarla da paylaşmayı, gerçekten de buna değer bir kişilik olarak gördüğümüzü belirtir, tüm kıymetli okurlar camiasının beğenisine de takdim etmekten kıvanç duyarız.
Tanıtım Metni